Ben bu ülkenin sokaklarında büyüdüm.
Bir ömür gazetecilik yaptım, kalemimle ter döktüm.
Adaletin ne demek olduğunu da öğrendim, haksızlığın nasıl can yaktığını da…
Ama bugün öyle bir tabloya bakıyorum ki, inanın içim burkuluyor.
Bir tarafta “Terörsüz Türkiye” söylemleri… Özgür, huzurlu, güvenli bir memleket hayali…
Diğer tarafta bir gazeteciye Fatih Altaylı’ya verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası ve dahası tutukluluk halinin devamı…
Ve ben soruyorum kendime:
"Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?"
Madem terörsüz bir Türkiye istiyoruz,
madem huzurdan, adaletten, demokrasiden söz ediyoruz,
o halde neden sözünü söyleyen, fikrini ifade eden insanlar cezada buluyor kendini?
Vicdanım Sızlıyor…
Bu ülkede yıllardır binlerce insanı toprağa gömen terör bela olmuş,
biz hâlâ onu bitirmek, kökünü kurutmak adına yol arıyoruz.
Ama aynı ülkede, bir gazeteci bir cümle kurdu diye hapiste.
Bir tarih örneği verdi diye tehdit sayılıyor.
Eleştiri suç mu oldu artık?
Bunu görünce insanın kalbi sızlıyor.
Adalet dediğin şey terazidir.
Terazinin kefesi bir tarafa bu kadar ağır basarsa
öbür tarafın sesi çıkmaz olur.
Bugün o sessizliğin kenarındayız belki de.
Benim İçin Mesele Sadece Altaylı Değil
Fatih Altaylı bugün içeride olabilir…
Ama mesele yalnız o değil.
Mesele şu:
Yarın kim?
Hangi gazeteci?
Hangi yazar?
Hangi vatandaş?
Eğer düşünce cezalandırılırsa,
özgürlük şarta bağlanırsa,
adalet bir gün hepimizin kapısını çalar.
Ve geldiğinde belki çok geç olur.
Bu Yazıyı Niye Yazıyorum?
Çünkü yüreğimde bir isyan var.
Sessiz kalırsam kendime ihanet etmiş olurum.
Ben diyorum ki:
• Eleştiri korkutmaz, güçlendirir.
• Gazeteci tehdit değildir, aynadır.
• Adalet ise bir keseye göre değil, vicdana göre işlemelidir.
Bugün Altaylı’nın aldığı ceza sadece bir hüküm değil,
aynı zamanda bu ülkeye aynadır.
Kimi o aynada adaleti görür,
kimi çifte standardı…
Ben ise bir kırgınlık görüyorum.
Bir çelişki.
Bir “neden?”
Ve bu sorunun cevabı henüz yok.
Kalem Susturulamaz
Ben inanıyorum ki;
Bir gün bu ülkede düşünce suç olmayacak.
Eleştiri delil sayılmayacak.
Adalet, kim olduğumuza değil, haklı olup olmadığımıza bakacak.
Ve biz o gün geldiğinde diyeceğiz ki:
Korkmadık. Susturmadık. Vazgeçmedik.
Kalem kırılmaz.
Söz ölmez.
Vicdan hep bir yerden kendini duyurur.
Bildiğim bir şey var,
ADALET ARANMASI GEREKEN DEĞİL OLMASI GEREKEN HAKTIR,,,