Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 22 şüpheliden 17’si, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan isimler arasında FLO Ayakkabı Yönetim Kurulu üyesi Mahmut Uğur Ziylan ile MOMO restoranlarının sahibi Hamdi Burak Beşer de yer aldı.
ZİYLAN VE BEŞER HAKKINDA TUTUKLAMA KARARI
Sabah Gazetesi’nden Mustafa Sait Özkan’ın haberine göre; FLO Yönetim Kurulu üyesi iş insanı Mahmut Uğur Ziylan ile MOMO restoranlarının sahibi Hamdi Burak Beşer, “uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasını kolaylaştırma” suçlamasıyla tutuklandı. Mahkeme kararında, her iki ismin de soruşturma kapsamında etkin rol oynadığına dair kuvvetli şüphe bulunduğu belirtildi.
VİLLA VE YATTA UYUŞTURUCU PARTİLERİ İDDİASI
Tutuklama gerekçelerine göre; firari iş insanı Kasım Garipoğlu’nun yalısı ve yatında düzenlenen uyuşturucu partilerinde, misafirler için özel olarak uyuşturucu madde temin edildi. Bu maddelerin, Garipoğlu’nun yalısında görevli ve daha sonra tutuklanan 5 şüpheli tarafından davetlilere sunulduğu ifade edildi. Kararda, Mahmut Uğur Ziylan’ın da bu partileri organize eden isimlerden biri olduğu ve söz konusu davetlere çok sayıda ünlü ismin katıldığı iddia edildi.
MOMO RESTORANLARINDA TUVALET DETAYI
Soruşturma dosyasında yer alan bir diğer dikkat çekici iddia ise Hamdi Burak Beşer’e ait MOMO restoranlarıyla ilgili oldu. Bebeköy’de bulunan MOMO şubesinde, daha önce Etiler’deki bir işletmede olduğu gibi narkotik baskını yapıldığı, restoran tuvaletlerinde uyuşturucu madde kullanıldığı ileri sürüldü. Kararda, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırıcı ortam oluşturulduğuna dikkat çekildi.
YENİ YIL PARTİSİNDE UYUŞTURUCU KALINTISI BULUNDU
Dosyada, şüphelilerden Yılmaz Burak Bozkurt tarafından düzenlenen bir yılbaşı partisinde uyuşturucu madde kalıntılarının ele geçirildiği bilgisi de yer aldı. Bu durumun, şüphelilerin organize şekilde hareket ettiğine dair önemli bir delil olarak değerlendirildiği kaydedildi.
KAÇMA VE DELİL KARARTMA ŞÜPHESİ
Mahkeme kararında; bazı şüpheliler hakkında yakalama kararlarının bulunduğu, serbest bırakılmaları halinde kaçma veya saklanma ihtimallerinin yüksek olduğu vurgulandı. Ayrıca delilleri karartabilecekleri ve tanıklar üzerinde baskı kurabilecekleri yönünde somut bulguların bulunduğu belirtilerek tutuklama kararlarının bu gerekçelerle verildiği ifade edildi.